Benim için Bodrum’da temelde
iki mevsim var. Denize girilen mevsim, girilmeyen mevsim. Kabaca yaz ve kış
diyebilirim. Yaz da kendi içinde üç ayrılıyor. Okullar kapanmadan önceki yaz,
okullar kapandıktan sonraki yaz ve "sarıyaz". Sarıyaz okulların açıldığı döneme
denk geliyor zaten. Okulların tatil olduğu dönem, Bodrum’da kalmanın bir
ıstırapa dönüştüğü dönem. Her yaz daha da artan nüfus, son yıllarda ülkenin bir
orta doğu ülkesine dönüşmesi nedeniyle gelmeyen batılı turistlerin yerini alan,
buranın kültürüne asla uymayan Arap turistler falan derken burada yaşamak eski
tadı vermiyor. Ancak bu yaz başında aldığım Glaros ile yazların anlamı değişti.
Glaros buranın keşmekeşinden beni uzak tuttu. Bu anlamda çok doğru
bir karar verdiğimi yaşayarak gördüm. Bunun yanında deniz ile bu kadar iç
içe olmak önceki yıllarda hiç yapmadığım bir şeydi. Deniz hep hayatımda vardı,
hep deniz kıyılarında büyüdüm, denizi seyrederek yaşadım ama seyretmek ile
tekne nedeniyle haşır neşir olmak başka tabii. Limandan her çıkışımda bir şey
öğreniyorum deniz hakkında. Ve daha ne kadar az şey bildiğimi
görüyorum. Öğrenmek ayrı bir tad, heyecan veriyor.
Yelkencilik, ya da bir
yelkene sahip olup onu kullanmak, öğrenmek ise başka bir şey. Doğrusu bazı
zamanlar bu iş bana göre değil mi acaba diye düşünmedim değil. Acemilik insana
hata yaptırdıkça sorgulamaya başlıyorsun. Ama öte yandan o sıkıntı hali
geçtikten sonra ertesi sabah denizin üstünde uyandığında da, dur daha çok
başındasın öğreneceksin demeye başlıyorsun. Ben bu dönemi öyle böyle atlattım.
Şimdi artık kendime güvenim çok daha fazla. Rüzgarı, denizi, tekneyi her geçen
gün daha fazla tanımaya başlayınca güvenim kendime geldi. Güven meselesi çok
önemli. Bunu kazanmanın tek yolu da mümkün olduğunca çok seyire çıkmak. Her
fırsatta denize açılmak gerekiyormuş. Bu yaz bulduğum her fırsatta bunu yapmaya
çalıştım. Bazen günü birlik, bazen bir kaç saatlik, bazen gecelemeli, bazen de
bir kaç günlük seyirler yaptım. Ama her fırsatta o tekne limandan ayrıldı. Bu
da bana, ruhuma, bedenime çok iyi geldi.
|
Günü birlik Bodrum koyları seyirlerinden |
Şimdi bugün Bodrum’da
sarıyazın son günü. Şu an dışarısı 22 derece. Bu akşam yağmur başlayacak. Yarın
rüzgar keşişlemeden karayele dönecek. Pazartesi akşamı 25 knot civarı esecek.
Salı günü Bodrum’da ısı gece 7 dereceye kadar inecek. Artık kış başlıyor. Ben de bu
yazıda denize girdiğim Mayıs-Kasım arasındaki seyirlere dair bazı fotoğrafları
paylaşmak istedim. Uzun seyirlerimi önceki yazılarda detaylı anlatmıştım. Bu
yazıda seyirlerde birlikte olduğumuz, birlikte yelken yaptığımız, denizin, Ege’nin
tadına vardığımız dostlarımı hatırlayarak beraberliklerimize teşekkür etmek
istedim.
|
Bir Çökertme seyrinden dönerken kardeşim Sena ve Atilla ile |
|
Glaros'un ilk uzun seyrinde Datça'dayız. Sevgili Erol Kepenek ve Datça'daki mekanımız Balıkçı Fevzi'nin sahibi Fevzi dostum |
|
İstanbul'dan dostum Okyar Tuncel ile. İş konuşuyoruz tabii ki (!) |
|
Okyar sezon başında buraya geldiğinde ertesi sabah İstanbul'a nasıl döneceğini düşünürken... |
|
Ayşe Tuncel İstanbul'dan gelip halat sarma egzersizi yaparken |
|
Okyar ile |
|
Otuz yıllık kadim dostum Ahmet Kurşuncu ile |
|
Ahmet ve Pedesa Kralı 1. Gambilya (nam-ı diğer Parakalo) ile. Yani Hanende Mey Osman ile. Bu arada Osman'a üç lakap takmışım, şimdi fark ettim |
|
Sena ve Atilla ile fotoroman çekerken... |
|
Gülüşan ve Sena |
|
Nisyros'tan ayrılırken |
|
Çökertme'de Orhan Restoran'dayız. Glaros alargada tonoza bağlı |
|
Handan ve Begüm ile |
|
Miço kromları parlatırken |
|
Gülüşan ile Nisyros seyrindeyken |
|
Pali'deki fırının dakoslarıyla Glaros'ta Glaros'un fırınında lezzetli kahvaltı hazırlığı |
|
Pali'deyken |
|
Knidos'a karşı Pali'de akşam olurken |
|
Molla İbrahim'de Keçi'ye rastladık. Tunç kaptan ziyaretimize gelmişti |
|
Nejat ve Ahmet ile Kalymnos'tayız |
|
Ahmet ve Nejat ile Kalymnos seyrinde |
|
Kalymnos'tan Turgutreis'e dönerken |
|
Glaros bazen ofisim oldu |
|
Pali |
|
Bodrumlu Pablo benimle epey yer gezdi |
|
Tilos |
|
Tilos |
|
Halki |
|
Glaros Halki'de |
|
Knidos'u dönerken |
|
Gülüşan ile |
|
Bizim çeteden Selçuk Kavlaklı ve Ahmet Kurşuncu ile |
|
Parakalo, Selçuk ve Ahmet ile |
|
Selçuk Ege'ye düşerken |
|
Parakalo ve Ahmet |
|
Selçuk |
|
Çete elemanlarından bir kesit. Gülüşan, Nejat Şehsuvar ve Hilal Önder ile |
|
Nejat ile |
|
Musto'nun birası Pablo'nun yeni ürününü test ederken, Musto ve Selçuk ile |
|
Çeteden Yusuf Yolcu ile |
|
Hilal ve Nejat |
|
Hilal ve Gülüşan ile |
|
Seyirden dönüp limana bağlandığımız bir akşam |
|
Glaros alargada. Yer; Çökertme |
|
Ahmet ile Bodrum sularındayız |
|
Nisyros'ta, kardeşim Sena ile |
|
Kalymnos'ta Palionisos koyunda |
|
Kalymnos Pothia'da |
|
Nejat yorgunluk atıyor |
|
Ahmet ipi geçirince Yunan bayrağını çekeceğiz |
|
Nisyros'tayız |
|
Bu kim acaba? |
|
Palamutbükü ve Datça seyrindeyken. Sena, Gülüşan ve Atilla ile |
|
Datça limanında Erol ve Fevzi ile |
Kışın izin verdiği
havalarda, zaman yaratarak Glaros ile seyirlere çıkmak istiyorum. Tek tük
teknenin seyirde olduğu, yaz kalabalığının kalmadığı sularda seyretmenin tadını
yakalamak üzere, iyi kışlar dilerim.
şahane
YanıtlaSil