GÜNEYDEKİ ON İKİ ADALAR SEYRİ-1/KOS, NİSYROS
Son yazımda, Astypalaia
odaklı yaptığımız seyrin son durağı olan Nisyros ve Kos’tan söz etmiştim. Bu
sefer rotamız Kos ile başlayıp, aynı gün Nisyros ile devam etti. Yani bir
önceki seyrimizin son durakları, bu seyrimizin ilk durakları oldu.
Bayram tatilini dokuz güne
bağlayarak, On İki Adalar’ın güneyindeki adalara seyir planladık. Yani Kos’u
tam ortada kabul edersek –ki Bodrum’un karşısına denk gelen bu ada gerçekten de
orta kalan adadır- güneye doğru sırasıyla Nisyros, Tilos, Halki ve Symi
adalarını kapsayan bir rota yaptım.
Rota çalışırken Ali Boratav'ın Mavi Yolculuk Rehberi'nden fikir aldım. |
On İki Adalar’ın her ne
kadar isminde 12 sayısı geçse de aslında 12’den fazla ada vardır. Yunanistan’ın
idari/siyasi bölgelerinden biri de bu On İki Adalar’dır. Ya da Yunanca adıyla
Dodekanisos bölgesi. Haritaya bakınca, bizim sahillerimize yakın bir hat
üzerinde dizilmiş irili ufaklı adaları görürsünüz. Bugüne kadar kuzeyden
başlayarak Fourni, Lipsi, Arki, Marathos, Agathonisi, Patmos, Leros, Kalymnos,
Kos, Nisyros, Tilos, Halki, Symi, Rodos ve bu hattın dışında, Kiklad takım adaları
ile On İki Adalar’ın ortasındaki Astypalaia’ya gittim. Yani 15 adayı gezdim. Kuzeydeki Fourni ve Samos ile, Astypalaia rotasındaki Karpathos, Kasos,
yazları sadece bir ailenin yaşadığı küçük Levithia ve Kaş’ın karşısındaki
Meis’i de görürsem diziyi tamamlamış olacağım. Gittiğim adalardan Fourni ve
Rodos’a sadece feribotla, diğerlerine hem feribot hem de Glaros ile gittim.
Mesela bir iki gün için sadece Kalymnos’a gideceksem Glaros ile gitmiyor,
feribotu tercih ediyorum. Çünkü Türkiye’den çıkış, Yunanistan’a giriş,
Yunanistan’dan çıkış, Türkiye’ye giriş hem uzun iş hem de çok pahalı. Kabaca
minimum 2.000 lirayı gözden çıkarmanız gerekir. Oysa feribotla bundan çok daha
ucuza gidiyorum. Otel parası da eklesem yine de değmiyor. Daha önce de yazdım,
eğer uzun süreli ve en az iki kişi gidiyorsanız tekne ekonomik. Hele dört
kişiyseniz daha makul. Size dört kişilik ekip ve 37 ft bir tekne için güncel
fiyatları yazayım; Bodrum giriş/çıkış, transitlog işlemleri için acente 800 TL
aldı. Kos giriş işlemi için 230 EU ödedim. Bu fiyatın içinde Glaros ebadındaki
tekne için ödenen 33 EU yeni Yunanistan vergisi dahil. Kos bu konuda pahalı
ada, Liman vergisi, bağlama ücreti yüksek. Kalymnos’ta bu işlemler daha az
tutuyor. Çıkışı Kos’tan yapsaydık 125-150 EU öderdik muhtemelen. Symi’den çıktık
50 EU ödedik. Yani adalarda standart bir fiyat yok. Kaldığımız adalarda limana bağlandığımızda 9-18 EU arası farklı ücretler verdik.
Rotamızı
Bodrum-Kos-Nisyros-Tilos-Halki-Symi-Datça-Knidos-Bodrum olarak planladık.
Süremiz de dokuz gündü. Yunanistan çıkışını yukarıda yazdığım gibi Symi’den,
Türkiye girişini ise Datça’dan yaptık. Aşağıdaki haritada rotamızın ilk bacağını görüyorsunuz.
10 Ağustos günü Gümbet’ten
çıkacaktık. Bir gün önce kumanyayı aldık, yerleştirdik. Evlerde yapılan börek,
köfte ve dolmalar da cuma günü buzdolabına kondu. Her şey hazırdı, sabah
erkenden halatlarımızı çözdük, Bodrum gümrüğüne girdik. Gümrük sahasına küçük, yüzer bir
iskele koydular, bu iskele işleri çok hızlandırdı. Önceleri Kos feribotlarının
çıkmasını bekliyorduk, sonra bizim gibi tekneleri alıyorlardı. Şimdi o yeni
iskeleye bizim gibi iki-üç tekneyi sığdırıyorlar, arada bizim işlemler de
yapılıyor. Çıkışımız çabuk halloldu, hava uygundu, yelken basıp Kos’a dümen
tuttuk. Kos limanı ve pasaport polisi, tahmin ettiğimiz gibi çok kalabalıktı. Sıra
sıra Türk bayraklı koca koca yatlar demirlemişti. Bizim işlemlerin bitmesi iki
saati buldu. O arada teknede öğlen yemeğimizi yedik, polise gittik, gül
cemalimizi gösterdik, damgalarımızı aldık halatları çözdük. Kos-Nisyros
rotasında da rüzgar bizden yanaydı, sancak apaz iyi bir seyir yaptık. Bu
rüzgarın dokuz günlük seyrimizin son iyi rüzgarı olduğunu bilmiyorduk.
Sonrasında günlerce rüzgar yoktu, sonunda da fırtına çıktı. İkisi arasını pek
yakalayamadık.
Malta Şahini de bizi uğurlamaya gelmişti (!) |
Gümbet sahiline yapılan yeni milyon dolarlık villalar. Sadece kendileri denize girmek için sahili kapatmışlar. Tamamen yasa dışı. |
Kos'ta en sevdiğim kafe |
Nisyros’a aynı ekiple iki ay önce
gitmiş, bir gece kalmış, araba kiralamış, adayı turlamıştık (Bkz. bir önceki
yazım). Nisyros’a bu gidişim altıncı gidişim oldu. Gidişlerimin ilk ikisini
feribotla, sonrakileri ise Glaros ile yaptım. Artık Pali limanını ezberledim
sayılır. Hangi elektrik/su ünitesi çalışıyor, hangisi çalışmıyor öğrendim.
Mesela iki ay önce gittiğimde çalışmayan üniteler hala çalışmıyordu. Turizm
sezonunda tamir edilmemişler. Yunanlıların da pek umurunda değil sanki. Nasıl
olsa gelen geliyor.
Nisyros pruvamızda |
Nisiyros'a yaklaşırken... |
Pali’de demir atıp kıçtan
kara yaptık, elektrik bağladık. Hemen yandaki sahilden denize girdik. Buranın
denizi adalar içinde lafı edilecek deniz değil ama boğucu sıcakta iyi geldi.
Neden değil derseniz, ada bir volkan ve denizin dibi koyu renk taşlardan oluşan
kum. Böyle olunca türkuaz su olması da mümkün değil. Gayet sıradan bir deniz
işte. Ama ada çok güzel ve eğer deniz birincil önceliğiniz değilse Nisyros gidilmesi gereken bir ada. Fakat eğlence, hareket, aktivite arayanlara hiç mi hiç uygun değil. Laf aramızda sakinlik seven tekneciler ve 45 yaş üstü insanlar için güzel. Mesela limanında hiç Yalıkavak'tan gelme motoryat göremezsiniz. Çünkü hava atacak kimse yok, teknelerini gösterecek kimse yok. Gelmiyorlar. O yüzden sakin, güzel ve kırosu olmayan çok kaliteli bir ada.
Pali limanı |
O akşam yemeğimizi Glaros’ta
yerken, önüne bağlandığımız restoranda ahtapot ızgara yaptırdık. İki kadeh rakı
ile seyahatimizin ilk rakı akşamını eda ettim. Sabah erken kahvaltıyı yapıp
rotamızı Tilos’a çevirdik. Hava sıcak ve rüzgarsızdı. Nisyros bitip Tilos ile
arasındaki açıklığa gelince, o günlerde kuzey Ege’de süren şiddetli rüzgarın
yarattığı kaba dalgalar sancak kıç omuzluğumuzdan bizi alıp alıp yukarıya
çıkarıp oradan aşağı bıraktı. Bu sallama yaklaşık bir saat kadar sürdü.
Gösterge rüzgarı 2-3 knot gösterirken bu dalgalar Ege’nin bir oyunuydu. Sonuçta
dümeni otopilota alıp, 18 mili yaklaşık üç saatte kat ettik ve özlediğim
Tilos’a vardık. Seyrimizin Tilos bölümü bir sonraki yazıda.
Yorumlar
Yorum Gönder